23 Ağustos 2011

Doğumgünü

Her dönemde,nasıl kutladığınız ve önem verdiğiniz tarafı değişir doğumgünlerinin. Küçükken; en çok süslü püslü paketlerde, mümkünse her şeyin en büyük boyutlarda olanından,anne babanızdan,teyzelerden, belki çok yakınınız olmuş komşularınızdan gelecek hediyelerinizin olmasına sevinirsiniz. Paketleri açmak, içinden çıkan sürprize kocaman kocaman açılmış gözlerle bakıp sevinç çığlıkları atmaktır doğumgünü kutlamak. Pastayı parmaklamak, limonatadan bir fırt almak, masanın etrafında delice koşmak, "Masanın üstündekileri devireceksiniz" azarları eşliğinde coştukça coşmaktır çocukken doğum günü kutlamak.

Ergenlikte kutlanan doğumgünlerinde en belirgin özellik evebeynlerin dışlanması durumudur. Öyle teyzeler, amcalar, konu komşu hele hele anne baba davetsizdir gününüze. Arkadaşlarla mümkünse ev dışında bir kafede, izin çıkmadıysa ev toplantısı şeklinde düzenlenir. En önemli konu kimlerin geleceğidir. Mahalleye yeni taşınan, arkadaşının arkadaşı, ya da ders aralarında bakıştığın esas oğlan gelecek mi o önemlidir. En yakın kız arkadaşın ne giyecek, herşey bittiğinde arkadaş grubunun partin hakkında ne konuşacağı dünyanın en büyük olayıdır o ara.

Yetişkin olduğunda ise doğumgünün için kendi ellerinle bir parti düzenleyebilir, senin için düzenlenen sürpriz partilere dahil olabilirsin. Ofiste öğle arasında fısır fısır konuşan iş arkadaşların, toplamda onbeş dakika süren süper hızlı bir kutlama yapabilir. Eşin/sevgilin işyerine çiçekler,çikolatalar gönderebilir. Ya da sana geçen gün çok beğendiğin, o çok muhteşem bilmemneyi almayı akıl etmiş olabilir.Gözlerini kapatıp ya tutarsa diye bir dilek diler mumlarını üflersin.

Ve anlarsın ki; doğumgününde aslolan pırıltılı hediyeler, üç beş katlı pastalar, sosyalitesi tavan yapmış partiler değil, doğduğun için gerçekten mutlu olanların olmasıdır. Sağlıklı olduğun için, umutların olduğu için, huzurlu olduğun, nefes alabildiğin ve sevdiklerin hala yanında olduğu için şükredersin...
Mutlu Yıllar Bana!


Hiç yorum yok: