11 deyiz

Merhaba dünya tatlısı bebeğim,

Kuzum benim biraz geciksem de bu yaşının mektubunu atlamak olmazdı. Güzel bir gelenek olduğunu düşündüğümden yazamazsam vicdan azabı duyuyorum. İki dakika ayırıp yazmak gibi değil de, seninle geçirdiğimiz tüm senenin özetini çıkartmak gibi olsun istiyorum. Atladığım, unuttuğum bir sürü şey oluyor eminim. Yine de umarım bunları saklar, canın istediğinde okur, anılarımıza yolculuk edersin. 

11.yaşın kutlu olsun bebeğim! Her yaşın bir öncekinden mutlu geçsin.  

Bu yaşın nasıl geçti diye düşündüğümde ilk aklıma gelen; 2023 Eylül- 2024 Mayıs arası  okulun yüzme takımına girdin. Haftanın beş günü okul sonrası antrenman yapıyordun. Yorucuydu kabul ediyorum, senelerdir birlikte çalışan takımı yakalayabilmek için çok uğraştın, emek verdin. Başladığın noktadan çok ama çok ileri gittin ve geliştin. Hatta hocanızın yarışma ortamı görsünler diye takıma yeni gelenler grubunu da götürmek istemesiyle, Tozkoparan'a yarışmaya gittik, 100m sırtüstü yarıştın. İlk sefer için o kadar iyi ve hızlı yüzdün ki tribünde seni izlerken heyecandan kalbim duracaktı. O an kendimi olimpiyatlarda çocukları yarışan annelerin yerine koydum, ve şöyle düşündüm, bu nasıl bir heyecan böyle? 

İlk defa evden, bizden ayrı Burhanfelek'e yüzme kampına gittin orada kendi başına kaldın. Sen zorlandın, ben zorlandım ah bir bilsen, gönderdim ama uyudum mu acaba? Böyle zamanlarda kendi kendime telkinde bulunuyorum. Bu durum onun iyiliği ve gelişmesi için, çok daha güçlenecek, dayanmalısın annesi, dayanmalısın, izin vermeli ve alan açmalısın. Ah bazen bu konuda çok zorlanıyorum, endişelerim mantığımın önüne geçiyor. Yaz tatili zamanı geldiğinde ise yüzme takımına devam etmek istemediğini söyledin şimdi de haftasonları spor olsun diye voleybola gidiyorsun. Bakalım bu ne kadar sürecek :)

Temmuz ayında sen, ben, Nurcan teyzen, Ata, Ece hep beraber bizim arabaya atlayıp Dikili'ye kreş kankaları ve anaları konseptli tatile gittik. Orada Ebru teyzen, Bozkurt, Elif ile buluştuk. Bir evde 3 kadın, beş çocuk kaldık :) Birlikte ilk uzun yolumuzu da böylece yapmış olduk. İki hafta boyunca çok eğlendin, çok mutluydun, çok güzel bir tatil geçirdik. Sonra baban ve sen, iki günlüğüne Ayvalık'a babaannenler ile tatil yapmaya gittiniz, ben işlerim dolayısıyla gelemedim. Yani ilk defa bu yaz üçümüz bir arada tatil yapamadık. 2025 yılında birlikte en güzel tatilleri yapmayı diliyorum. Geri kalan zamanlarda sitenin havuzunda birlikte vakit geçirdik. Eylül geldi okullar açıldı ve şimdi tam da sınavlarının başladığı haftadayız. Dilerim hepsinde en başarılı sen olursun. 

Okuldan anneanne evine yürüyerek gitme denemeleri yapıyoruz, yine aklım sende kalarak yapmana izin veriyorum ve yine kendimi telkin ediyorum. Bir sonraki adım yürüyerek kendi evimize gelmen.

Bu sene ayakkabılarının bağcığını bağlamayı öğrendin :))) biraz geç değil mi? Bugünlere kadar gerek cırtlı ayakkabılar ile gerekse bizim desteğimizle idare ettin ama artık kaçarı olmayınca mecbur öğrendin. Şimdi de bize çok da zor değilmiş diyorsun :) 

Baban artık merkez ofiste çalışıyor ve hayatında ilk defa cumartesi pazarları izinli oluyor, birlikte daha çok vakit geçirebiliyoruz. Biliyor musun aslında en önemli şey sanırım birlikte çokça vakit geçirebilmek. İmkan olsa seninle daha çok vakit geçirmeyi tercih ederdim. Haftanın iki günü evden çalışıyorum ve o günler seni okula bırakıp okuldan alıyorum ya nasıl mutlu oluyorsun anlatamam. Demek ki buna ihtiyacın var, inan bebeğim benim de buna ihtiyacım var. Birlikte ne kadar çok zaman o kadar keyif ve anı demek.

Daha çok güzel anılara ortak olmaya

Seni çok seviyorum canım Ali Rüzgar'ım iyi ki doğdun, iyi ki varsın...

 

10 mu oldun?

 Ali Rüzgar'ım canım oğlum, merhaba bir tanem,

İnanılır gibi değil ama 10 yaşında oldun. Zaman hep bildiğimiz gibi hızlıca akıp geçiyor, düşündükçe gözlerim dolu dolu oluyor. Yeni yeni konuşmaya başladığın zamanları hatırlıyorum. Bir şarkı eşliğinde, 1'den 10'a kadar saymayı öğretmiştik sana. Sonra da sorardık "Kaç yaşındasın?", sen yumuşacık ses tonunla cevap verirdin "Oyynnnn" :) 

2023 yılındaki eğitim sisteminde 5.sınıf ortaokul olduğu için artık sen de ortaokullusun. Anneler çocuklarının okullarını, başarılarını, mutluluklarını hayal eder. Hayallerim gerçek oluyor sayende. Ve hayallerimizden birini daha birlikte gerçekleştirdik bu sene. Artık bir evimiz var, aynı mahallede kendi evimize taşındık. Başlarda değişiklik sayısı seni, beni, hepimizi ürküttü. Hem okul değişikliği hem ev değişikliği, ağladığın çok zaman oldu. 19 Eylül 2023'de taşındık ve taşınır taşınmaz evimize çok alıştık. Hep burada yaşamışız gibi hissediyorum dediğin ilk hafta bende çok ama çok rahatladım.  Baban ve Pofi de çok rahatladı  :) Mutluluğumuza mutluluk katsın bu yuva!

Seninle geçen on güzel sene için de şükürler olsun. Bunu öylesine değil gerçekten çok içten çok kalpten söylüyorum. Çünkü sen bir anne babanın hayalinin ötesinde bir evlatsın. Başka anneler babalar bile, "Ali Rüzgar çok başka, keşke bizimki de onun gibi olsa" diyor. Bunu da pamuk kalbin, kimseyi kırmak, dökmek istemeyişin, şefkatin, merhametin, anne babana olan saygın, sevgin, duruşun için söylüyorlar. Ne mutlu bize ki senin annen babanız.İyi ki bizim oğlumuzsun. İyi ki doğmuşsun bir tanem. İyi ki bizi seçmişsin... 

Hayatla ilgili hepimizin farklı fikirleri, inanışları olabilir elbette. Ben de ruhlarımıza olgunlaşmak adına bir kaç kez yaşam şansı verildiğine inanıyorum. Bununla ilgili biri ile konuştuğumda bana seninle ilgili o kadar dikkat çekici şeyler söyledi ki, seni tanısa hakkında ancak bu kadar şey bilirdi. Ben ilk kez bu sene yaptığım bu görüşmede öğrendim ki ruhlarımız yaratılıyor ve topluca yıldızlarda bekliyorlarmış, zamanı geldiğinde, ailelerini seçip dünyaya geliyorlarmış. Ben bunu daha çok yeni öğrenmiş ve sana soyut şeyler olduğu için bahsetmemişken şöyle bir şey yaşadık. Geçen gün okuldan eve yürüyorduk tüm bu detaylardan bahsetmeden sana sadece "iyi ki bizi seçmişsin oğlum" dedim. Hava kararmış hafif yıldızlar görünüyordu, başını kaldırdın yukarı baktın: "Çok kalabalıkmış, çok bekledim mi acaba dedin?", o kadar şaşırdım ki emin olmak için "Efendim anlamadım" dedim bir anda gülümsedin "Yok bir şey" dedin. Hemen ardından "Bir şey mi hatırlıyorsun?" dediğimde "Hayır hatırlamıyorum" dedin ve konu kapandı. Biz bunu ilk kez yaşamıyoruz. Bir gün seni sohbet ederken videoya almayı başardım bana reankarnasyonu tarif ettin adını bilmeden anlattın. Basbaya anlattın, bu bazılarına göre saçmalık olabilir ama benim için değil. Senin ruhunun farklılığı o kadar belli ki, bebekliğinden beri seni benim ay ışığım diye sevmem tesadüf değil. 

Ne olursa olsun binlerce kez aynı duyguyu yaşayıp, bunu sana binlerce kez söyleyebilirim:

İyi ki doğdun, iyi ki benim oğlumsun, iyi ki senin annenim benim can oğlum. Tüm zamanlarda ve yaşamlarda senin annen olmayı diliyorum :)

Seni çok seviyorum

Annen 

9.Yaşın kutlu olsun

 Ali Rüzgar'ım canımın ta kendisi,

Yeni yaşın güzellikler getirsin annem. Çok sağlıklı, çok mutlu, çok başarılı yılların, yaşların olsun. Karşına çıkan insanlar hep yüzünü güldürsün. Bu sefer yazıma dileklerimle, dualarımla başlamak istedim. Zaten en çok ne için dua ediyorsun deseler, evladım için derim. Tüm dualarım, dileklerim senin için sen iyi ol, gerisi çok da önemli değil. Sen iyiysen ben zaten iyiyim. Dün gece rüyamda seni doğurduğumu gördüm. Sabah seni okula hazırladım, birlikte servisi beklerken bahsettim. Gözlerini kocaman açarak;

-Anne nasıl bir tesadüf bu inanamıyorum, bugün doğum günüm ve sen dün gece beni doğurduğunu mu gördün? gerçekten çok acayip.

-"Oğlum bin kere gelsem dünyaya bin kere seni doğurmak isterim, bin kere de seni doğururum" dedim.

-"Anne lütfen ölme bin kere doğmana gerek yok, beni doğdum zaten" diye cevap verdin. 

Çok ama çok tatlısın Ali Rüzgar:) Senin yaşlarındayken bir anda aklıma gelir ağlardım. Allahım nolur anne babama bir şey olmasın diye. En büyük korkumuz sevdiklerimize bir şey olması, seni o kadar iyi anlıyorum ki.

Sonra seni okula yolcu ettim ve işe gelmek için yola çıktım. Haftanın üç günü ofise gelmeye başladık, tahminen yeni yılda eski sisteme geri dönüp haftanın beş günü gelmemizi isteyecekler. Esnek çalışma şistemi bana, sana, ailemize çok iyi gelmişti. Her şey çok daha dengeliydi ve ben gerçekten çok daha mutluydum. İnsanın para kazanmak için çalışması ve bunun bir gününün yol ile birleştiğinde %50sini alması gerçekten yorucu. Bunu farklı yollar bularak düzeltmeyi çok istiyorum. Umarım başarabilirim. 

Sen de artık 4.sınıf öğrencisisin, anaokulundan beri gittiğin Okan Ataşehir son anda pat diye kapanınca öğretmenini çok sevdiğin için o nereye giderse oraya gitmek istiyorum dedin ve şimdi hayatında da bir ilk olan okul servis ile Şerifali'de bir okula gidiyorsun. Çok erken uyanmak -ki gerçekten erken :( 06:20- doğal olarak seni zorluyor. Çünkü ben özellikle bu konuyu düşünerek hep eve yürüme mesafesinde yerleri seçenek olarak kullanmıştım. 4.sınıfa kadar okula hep yürüyerek gidip gelmeye alışık olan sen, şimdi servisle gitmeye alışmaya çalışıyorsun. 

Günün geneli,  okul sonrası anneanneye geliş, ben işten gelince eve geçiş, patili kardeşin Pofi ile oyunlar, ıpad ve ps oyunlarına düşkünlüğün baban ve benim bunların sınırlarını kontrol etmeye çalışmamız, ödevler, sana kitap okuma ve oyuncakların ile daha fazla zaman geçirmeni hatırlatmalarımız, akşam yemeği, çok az boş vakit ve yatma saati olarak tamamlanıyor. Hafta sonları bir nebze birbirimize daha çok vakit ayırma fırsatımız var. Bu sene henüz hafta sonu bir kurs vs. gibi bir şeyin olmadığı için daha rahat geçiyor. 

Anneanne düşkünlüğünü anlatmamız mümkün değil :) Dayın bu ayın başında nişanlandı, senin endişen ise ya ileride başka bir torun olursa ve onu senden daha çok severlerse :))) Kimseleri paylaşamayan yavrum benim, hala minnacık bebeksin sen ya. Öte yandan öyle ince düşüncelisin ki haftasonu sabah benden önce uyanırsan salonu, mutfağı toparlayıp anne bak sana sürpriz yaptım günaydın diye uyandırıyorsun beni :) Sen varsan her sabah günaydın zaten annem. Benim parıl parıl parlayan gün ışığım iyi ki varsın. 

Annesinin balıdır, bir tanecik canıdır, bir tane, bir tane, başka yok, başka yok, benim oğlum bir tanem... Umarım bunun melodisini hiç unutmayız

Seni çok seviyorum, yeni yaşın kutlu olsun balım

Annen

8

 

Dünyanın en güzel evladı

 

Annesinin bir tanesi bir yaşını daha kutluyoruz şükürler olsun. Bu yıla ait şükredeceğimiz çok şey var. Hep duyduğumuz önce sağlık cümlesi inan çok doğru. Son iki yıldır sağlığımızı tehdit eden salgınla hala mücadele ediyoruz. İleride bu yılları anlatacağın zaman tüm dünyayı saran salgını nasıl hatırlarsın bilmiyorum ama her şey değişiyor. Pandemi hala devam ediyor, aşılanma devam ediyor, bu yüzden biraz daha evlerden çıkmaya başladık. Uzun zaman sonra arkadaşlarınla, arkadaşlarımızla bir araya gelmeye başladık. Uzun süre kimseyle görüşememek hepimizi çok zorladı. 8 yaşında küçük bir insanı da elbette. Yine de tüm değişimlere çocuklar daha kolay adapte oluyor. Başlarda benim evden çalışıyor olmam, sürekli senin yanında olmam ikimizi de inanılmaz mutlu etti. Bir seneyi geçtikten sonra bu memnuniyetimizin yanında kapalı kalmanın, kısıtlanmanın sıkılmalarını yaşamaya başladık. Şimdi haftanın yarısı evde yarısı işte daha dengeli bir tempomuz var. Her gün seni okula götürmek, okuldan almak önceden yapamadığımız bir düzendi. Bu hem senin hem benim içimde buruk bir tat bırakıyordu. Çalışma saatlerim uymadığı için okula gidip gelme işini anneannen ve baban arasında paylaştırmıştık. Bazen bana sitem eder anne neden sen bırakmıyorsun neden beni okuldan almıyorsun derdin. Anlatmaya çalışırdım ama içim parçalanırdı. Pandemi şartları değiştirdi, artık evden çalıştığımız günler de hayatımıza eklendi. Artık bunu birlikte yapabildiğimiz için çok mutluyum. 

Geçen seneden farklı olarak bu sene okulda yüz yüze eğitime geri dönüldü. Artık üçüncü sınıfa giden bir öğrencisin. Okulla, arkadaşlarınla, öğretmenlerinle tekrar bir araya geldiğin için mutlusun. Yaz yaz bitmeyecek galiba ama bu senenin yenileri arasında yüzme derslerine başlaman haftada iki gün yüzmeye gitmen üçüncü derste yüzmeyi öğrenmen de var. Seninle gurur duyuyorum benim canım oğlum. Bir de çok yeni olsa da piyano derslerine başladın bakalım bu uzun soluklu olabilecek mi? Umarım keyif alabileceğin imkanları sana verebiliyoruzdur. Çünkü anneler ve babalar, çocukları iyi olsun ister. Yediği, içtiği, giydiği güzel olsun, güzel insanlarla karşılaşsın, güzel işler peşinde koşsun, güzel işlere imza atsın. Güzel bir ömrü olsun diler. Senin için en güzelini diliyorum bebeğim. 

 

Bu sene başka neler oldu dersen. Geçtiğimiz Şubat ayında bahçede baktığımız sokak kedimiz Minnoş doğum yaptı ve biz o ara köpek mi sahiplensek diye düşünürken, eve kucağımızda gri tombiş bir kedi ile geldik :))  Arada düşünüyorum da aldığımız en doğru karardı. O dört kardeşi depoda bir poşetin içinde birbirlerine sokulmuş halde gördüğümde kalbimi nasıl ısıttıklarını anlatamam. Hemen bunu Rüzgar’a göstermeliyim dedim. Ve o poşetten cesurca çıkıp bana ilk yaklaşan Pofi oldu. Evet adını oldukça pofidik bir kedi olduğu için sen seçtin. Bu küçük bebek şimdi bizim ailemizin bir parçası. Umarım uzun yıllar sağlıkla mutlu bir şekilde bizimle yaşar. İkinizin oyunlarını, hatta birbirinize bulaşmalarınızı izlemek çok eğlenceli. Bu kapalı kaldığımız süreçte onu sahiplenmek hepimize çok iyi geldi.

Daha önceki senelerde bu satırlara yarım yarım konuştuğun kelimeleri yazardım 😊 zaman çabuk geçiyor yavrum. Geçen gece eski videoları fotoğrafları açtık, zaten bir açtık mı kapatamıyoruz. O küçücük hallerin, mimiklerin, bebeklik hallerinin özlenmemesi mümkün mü? Seninle geçirdiğimiz tek bir anı bile hiçbir şeye değişmem. Yeni yaşın kutlu olsun, Çok ama çok mutlu ol benim canım bebeğim, benim gün ışığım. İyi ki varsın!

 

Seni çok ama çok seviyorum

Annen

Yeni yaş 7

 

Canımın içi oğlum,

Sevmelere doyamadığım gün ışığım, 

Bu mektubuma başlamadan evvel bir önceki yazımı okudum. Altıncı yaşında yazdığım. İyi ki yazıyorum bunları dedim hafızamız ne kadar yetersiz. Bu geçtiğimiz bir sene de bile ne çok şeyi unutmuşum. Okudukça ne çok şeyi hatırladım. Kelimelerin, cümlelerin değişiyor. Sanırım tek değişmeyen güzel kalbin benim canım oğlum. 

 

Şu an gece saat on buçuk büyük yatakta sen ve ben yatıyoruz, seni uyutmaya çalışıyorum hala, bu yaşında ara ara kendi yatağında, ara ara da bizimle uyumayı seviyorsun. Karnımın üstünde başın, bana sarılıp uykuya dalmaya çabalıyorsun tam şu an. Belki hata bilmiyorum ama ben şikayetçi değilim. Yapabildiğim her anın keyfini çıkartmaya çalışıyorum. 

 

2020 biraz tuhaf bir yıl tüm dünya için iyiyken kötü, kötüyken iyi gibi.  Covid19 salgını var ve tüm alışkanlıklarımız değişti. Hayatımda ilk defa homeoffice çalışıyorum ve buna en çok sen mutlu oluyorsun. "Anne salgın kötü ama en güzeli sen yanımdasın,  birlikte bu kadar çok zaman geçirmek çok güzel" diyip duruyorsun. Ne yalan söyleyeyim doğduğundan beri doğum izni hariç hiç bu kadar bir arada olamadık. Bana da çok ama çok iyi geldi. Eve tıkılı kaldığımız için bunalsak da genelde iyi gidiyoruz. Sen okula, ben ofise Marttan beri gidemedik. Baban ise ara ara evde ara ara kulüpte. Anneannen, deden, dayın hep evde. Bir de muhabbet kuşu Aliş var pofuduk bu pofuduk diye sevip, ya ölürse diye ağlıyorsun. Allah  hepimizi korusun çok zor bir süreç ama üstesinden gelinecek inşallah. Geçen haftadan beri okula haftanın 2 günü gidip, geri kalanını online ders yapıyorsun. Okuma yazma konusunu zaten karantina süreci başlamadan halletmiştin. Geçenlerde, Online ilk sınavına girdin 30 soruluk ve zaman kısıtlı. Okul birincisi olmuşsun. Nasıl gurur duydum anlatamam. Matematik hala en sevdiğin ders toplama çıkartma çarpma bölme yapıp sana soru sormamızı istiyorsun sürekli. Eğleniyorsun bildiğin. Pound tl kuru hesaplıyorsun , gerçekten çok acayip geliyor bana. 

 

Bir de kodlama öğretmenin ile online ders yaparken öğretmenin donanım yazılım nedir çocuklar dedi.  İçimden nasıl anlatsın çocuklar derken, Ali Rüzgar yazılım nedir sence diye sana sordu. Senin verdiğin cevap: "şöyle anlatabilirim öğretmenim, mesela bilgisayarda 9 tuşuna bastınız,onu bilgisayar gösterebilmesi için arkada 1 0 1 0 01 gibi kodlar yazıp oluşturuyor. Bu yazılımdır." Öğretmen şaşkın ben daha şaşkın tebrik etti seni nereden öğrendiğini sordu, bir çizgi filmde izledim dedin ama ben baya uzun süre böyle bakakaldım sana.  

 

Aklın, kalbin, ruhun bir güzel ki bana, hiç bozulmasın dilerim. 

Kendince bilerek düzeltmediğin, doğrusunu bildiğin halde eskisi gibi kullandığın kelimelerin var sırada

Verdiven/merdiven

Kulamba/ kumanda

Tiş/ çiş 

Böyle söyleyince hala bebeksin gibi hissediyorsun sanırım, kuzum benim..Hatta saçların küçükken olduğu gibi lüleli olsun diyip, saçlarını uzattın. Marttan beri kestirmedin, şu an lüleli saçların var :) 

Masumiyetini sevdiğim, hep bebeğimsin benim. 

 

"Anne baba dünyanın her şeyini tüm paralarını bana verseler bir de sizi verseler hiç bir şey istemem yine sizi seçerim"

 

“Dünyanın en iyi babası ve annesi sizsiniz”

"Hep kucağına alabileceksin beni değil mi anne?"

Bana verilmiş en güzel armağansın sen...İyi ki doğdun can oğlum!

Seni çok seviyorum ve hep seveceğim.

Annen

Büyüyor musun yoksa?

Merhaba benim canım Rüzgar'ım,

Merhaba 6, 

Dünyanın en güzel evladı olduğun için teşekkür ederek başlamak istiyorum bu mektuba. Çok ama çok teşekkür ederim bizi ailen olarak seçtiğin için.

Artık büyüdüğünü farketmeye başlıyorum... 

Gündelik hayatımızdaki en önemli değişiklik, bu yaşın ile beraber gelen ilkokul maceramız. Okumayı yazmayı öğrenme çabalarını görmek çok ama çok güzel. Artık çok daha iyi kalem tutuyor ve okunaklı şekilde yazabiliyorsun. Okuma kısmında ise heceleri birleştirebiliyor anlamlı kelimeleri çıkartabiliyorsun. Ama asıl ilgin sayılar. Matematik senin için oyun gibi. Kafandan sayıları toplayıp çıkartarak oyunlar oynuyorsun. Arabada giderken, evde otururken, yolda yürürken, şu sıra sürekli sayılar toplanıp çıkartılıyor.

Çok yakın bir zamanda, sanırım bir kaç gün önce bana şöyle dedin; 

“Anne dünyada sonsuz olan iki şey var biri sayılar biri de sevgi”.

Ah benim meleğim, beni anne yapan güzel çocuk, senin fikrini, sözcüklerini, kalbini, sonsuz bir sevgi ile sevmemek mümkün mü? Sen gönlü ne güzel bir çocuksun benim dünyalar tatlısı oğlum.

Bu doğum gününde, doğum günü partisi istemediğini, sadece aile arasında pasta kesmek ve hediyelerini almak istediğini söyledin. Biz de senin istediğin gibi yapıp, anne, baba,dede, anneanne ekibi ile evde, küçük, sürpriz kutlama yaptık. Sana sürpriz yapmak, o sürprize sevinişin, hediyelerini açışın, mutluluğunu görmek paha biçilemez. Çok istediğin bir lego seti, bir kaç küçük araba, kral şakir karakterli pastayı görünce söylediğin; "Tüm hayallerim gerçek oldu anne!". Hayallerin hep gerçek olsun oğlum, benim canımın içi. 

"Anne beni ne kadar çok seviyorsun?" diye sordun bir gece. 

Bende klasik bir soru olduğunu düşünüp, seni dünyalardan çok, herşeyden çok, canımdan çok seviyorum dedim. 

Meğer yine hayat dersi vermek için sormuşsun :)

"Olmaz anne" dedin, "önce kendini seveceksin, en çok kendini seveceksin, çünkü sen olmasan ben olmazdım bu yüzden bile kendini sevmelisin. Ben seni, babamı, anneannemi dedemi, dayımı çok seviyorum ama önce kendimi seviyorum". Bu yaşta bu nasıl bir özdeğer oğlum benim. Koca koca insanlar, yaşam koçlarına, dünya paralar ödüyorlar bu noktaya gelmek için. Sen nerede oldun, piştin, geldin, bizim hayatımıza? Ah ben seni nasıl sevmem, sana nasıl hayran kalmam.

Zamanın ve hayatın kaç türlü hali varsa hepsinde , her yerde seni çok ama çok sevdim, seviyorum ve seveceğim.

Benim küçük ay ışığım iyi ki varsın! İyi ki benim oğlumsun.

Altıncı yaşın sağlık dolu, huzurlu, mutlu gelsin oğlum benim.

Seni çok seven

Annen

Kaybolan 2. yaş yazısı

Minik meleğim,

Bu da başka bir sürpriz yazısı... Blog'da 3 yaş doğum günü yazısında bahsettiğim, ikinci yaşın için yazdığım yazı,  nasıl olduysa kayboluvermişti ya, işte ben onun eski usul kalemle bir kağıda yazdığım taslağını buldum. Kaybettiğini sandıkların sana geri dönebilir... Hiç bir satırını değiştirmeden aşağıya ekliyorum..Seni seviyorum..


Benim canım oğlum,

Senin doğum tarihinin de olduğu bu sonbahar biraz zorlu çıktı. 11 Ekim'de babaannemi kaybettik, Biliyor musun ben onu çok severdim. Bana hep çok güzel masallar anlatırdı. Yaklaşık on gün önce hep birlikte ziyarete gitmiştik. Seninle oynamış, öpüp, koklamış, bir sürü dua etmişti. Helalleşti hepimizle biliyormuş gibi, sonra gitti. Tıpkı yine bu senenin ağustos ayında bize veda eden dayım gibi.. Doğum günün için yazılan yazı da, ölümü okuman tuhaf gelse de hayat dediğimiz şey tam da böyle be oğlum.. Doğum ve ölüm arasında geçen sürede, beynimizi, ruhumuzu, kalbimizi oyalayan, boş yere enerjimizi harcadığımız olaylar silsilesi. Ve tam bunların yanında gülümsediğin, mutlu olduğun anılar,, edindiğin dostlar, kendine kattığın tecrübeler, heyecanlar, güzellikler...

Yaşın bu kadar küçükken bunları yazsam da, biliyorum ki, gelecekteki kocaman bir adam olmuş oğlum okuyacak bu satırları.

Gelelim bu yaşına özel sana ait notlara.

Bir yaş daha büyüdün, senin söyleminle bazen onnn, bazen sekis, bize göre iki yaşında oldun. Öyle tatlısın ki... Yarım yarım konuşuyorsun (lütfen yerine fütten, hayır yerine ayır, fil yerine gil, kedi yerine tedi, su yerine fu, burada yerine furada). Yemek tercihlerin bir enteresan, turşu, sucuk, patlamış mısır (ki onun adı da pıtpıt) asla hayır demediğin, düşkün olduğun yiyecekler. En sevdiğin şey belgesel izlemek ( nat geo wild'ı açtırmak için aslan sesi çıkartıp "rooaaar aç" diyorsun.) Fil, aslan ve atlara bayılıyorsun. Sokakta da kedi, köpek, karga peşinde koşuyoruz. 
Birlikte şarkı söylüyor, dans ediyoruz, ne kadar yorgun olsam da hep çok keyif alıyorum. Seni mutlu görmek çok ama çok güzel. Haftasonu sabahları beni öperek uyandırıyorsun ve ben buna bayılıyorum, daha güzel bir şey olabilir mi? Çok sosyal, güleryüzlü, sıcakkanlı bir çocuksun. Bu yaşına ait yeni huyun, herhangi bir yemek ya da oyuncağı paylaşmak istememen. 

İki yaşın hikayesi de böyle...Upuzun, sağlıklı, mutlu, neşeli bir ömrün olsun, allah seni hep iyiliklerle, iyi insanlarla karşılaştırsın bebeğim.

Seni çok seviyorum,
Annen